Pazartesi, Ocak 21, 2019

Kadın şefkati

Bir erkek olarak kadınları anlamadığımız iddia edilir, çoğu erkeğe göre kadınlar gizemli anlaşılmaz gelir. Karşı cins olduğumuzdan beyin yapımız, olaylara bakışımız, hormonal özelliklerimiz farklı olduğundan kadınların birbirlerine olan hislerini ve birbirilerini anlamaları kadar onları anlamamız pek mümkün değil. Kadınlar birbirilerini daha iyi hissederler ve hangi davranışta ne yapmak istediklerini daha iyi bilirler. Bir kadın diğer kadının davranışlarından nasıl birisi olduğunu ya da kendisine karşı ne hisler beslediğini çok kolayca anlayabilir.

Biz erkekler öyle değiliz ancak karşı cinsten olduğumuzdan onları kendi yerimize koymamız kendi özelliklerimiz dahilinde pek mümkün değil. Ancak ben birkaç çıkarımımı paylaşmak istiyorum. Kadınlar erkeklere göre çok daha olgunlar. Daha stabiller ve kararlarından çok daha eminler. Bir karara varmadan önce çok düşünürler ancak karar verdikten sonra o konuda emindirler kendilerine göre en doğru kararı verdiklerine inanırlar, inanmaktan öte onu öyle olduğunu hissederler ve bilirler.
Davranışlarında daha sakinlerdir. Ani hareket yapmaktan öte yapmadan önce tartarlar bu kadından kadına sapma derecesinde değişkenlik gösterebilir yani bir standart sapma değeri mevcut (mühendisim :) ).

Kadınlar erkeklere göre kat be kat daha şefkatli ve sevgi doludur. Erkeklerde olan yıkıcılık ve yok etme güdüsü yoktur. Daha yapıcı ve sevgi bakımından daha şefaketlidirler. Hiç tanımadığı bir çocuğa kendi çocuğu olmasa da annelik yapabilirler. Annelik içgüdüsü ve hormonal etkinin yanında doğuştan gelen bir şefkat var kadınlarda belki bunun nedeni erkeklerdeki gibi testestoron hormonlarının olmaması. Biyolojik etkisi tabiki çok açık ancak ben sosyal yönden olayı değerlendiriyorum.

Kadınlar daha sevgi dolu ve sevgileri daha gerçektir. Sevgiyi anlatmaktan öte yaşamak isterler. Erkekler şiir yazar gösterir ancak kadınlar şiir yazmaz şiiri hayatlarında yaşamak isterler. Şiir gibi bir aşkı hisedip yaşamak isterler bunu gösterişini yapmak umurlarında değildirler. Şiirleri yazma yerine okumalarının nedeni de budur. Şiiri okurlar ve o şiirdeki anlatılan hisleri kalplerinde yaşamak isterler. Bir kadının sevgilisi ve sevdikleri yanında olsun dünyadaki olaylar umurunda değildir. Çünkü evinde yaşadığı sevgi onun için cennettir ve başka cennetlerde neler olup bittiğini merak etmezler. Kendi dünyalarının sevgi meyveleri bir kadına yeter. Başka cennetlerde neler var oralar daha mı güzel diye merak etmezler. Eğer merak etmişlerse demek ki o kadına aşkı ve sevgiyi yaşatmamışsınızdır. Eğer bir kadın memnun değilse gerçekten memnun değildir ve gerçekten bir sorun vardır.  Macera olsun diye asla böyle bir şeye girişmezler. Bir kadın bir şeyden şikayetçiyse bu son derece gerçektir. Erkek olarak fark etmemişseniz lütfen ne demek istediğini düşünün ve anlamaya çalışın.

Ben bir erkek olarak hemcinslerimin yıkıcı ve duygusuz bir dünya kurmalarından memnun değilim bu nedenle kadın davranışını, sakinliğini, şefaketini duygu yüklü olmasını, hayata duygusal ve duyargaları, algıları açık olarak bakması hoşuma gidiyor. Her erkeğin kadınların cesaretine, dik durmasına, sakinliğine, olgunluğuna, anaçlığına, sahip çıklmasına, kol kanat germesine ihtiyacı var mutlaka. Kadınlardan korkmayın beyler. Duygusal eksikliğinizi ve yalnızlığınızı ancak bir kadın giderebilir. Ancak bir kadın bir erkeği hayatı tutundurabilir. Mesela annemle babamı düşünüyorum. Annemin şefkati, ve annemden aldığım duygusal duyum olmasa eve uğramak bile istemem. Babam her zaman mekanik ve doğrucu hayatın içinde savaşan bir savaşçı gibi geliyor gözümde burada anne baba ayrımı yapmıyorum. Babalar size hayatın vahşi gerçekliğini, acımasızlığını ve hayatta tutunmak için neler yapmamız gerektiğini bize her zaman hatırlatır, babalara da ihtiyacımız var mutlaka. Ancak anne ya da bir kadın ancak bir erkeğin duygusal boşluğunu doldurabilir onu yalnızlıktan çıkarır ve yaşadığını hissettirir. Kadınlar erkekler için su gibidir hayatın kaynağıdır. Erkeğin kurak kalbine akan nehirler gibidir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder