Pazartesi, Şubat 04, 2019

Tesadüfler

Okuldaki sınıf arkadaşlarımızı bulmamız, birisiyle tanışmamız, birisini tanımamızın bir başkalarının birbiriyle tesadüfi tanışmasına bağlı olması. Dünyaya gelmemiz, belki de sperm yarışında önüne protein engeli çıkmasa bizi geçecek olan spermi geçerek yumurtalığa geçişimiz. Hayatımızın başlangıcından bitişine kadar tesadüflerle karşı karşıya değil miyiz? Ailemizin kim olduğu, anne, baba kardeşlerimizin kim olduğu. Milletimiz, ırkımız (insan olarak tabi ki, insan ırkı tektir), doğduğumuz coğrafya, inancımız, kültürümüz, toplumumuzun bize miras olarak bıraktığı her şey. Bizim tercihimizde olmadan sahip olduklarımız. İçinde bulunduğumuz anın, zamanın, mekanın içine bırakılmış gibiyiz. Sanki şu an'a bir şekilde ışınlanmışız gibi. Tesadüfler toplamıyla, tercihler, yol ayrımlarının toplamıyla şu ana bırakılmış gibiyiz hepimiz. Sonsuz evrende bir şekilde yerini almış yıldızlar, gezegen ya da göktaşları gibi. 

Peki nedir bizi biz yapan bu durumda? Tesadüfler toplamı olarak bize sunulan bir hayat ne kadar bize aittir? İnsanın sahip olduğu bunca farklı şey o insanı niteleyip tanımlayabilir mi? Bizim tercihlerimiz dışında elbette tercihlerimizle belirlediğimiz bir hayatımız var, doğru. Örneğin Okuldaki sınıf arkadaşlarımızın kim olacağını biz bilemiyoruz ancak hangi üniversiteyi tercih edeceğimizi, kimlerle arkadaşlık edeceğimizi biz bilebiliyoruz. Nasıl bir meslek seçeceğimizi de biz bilebiliyoruz. 

O halde insan kendisini tanımlarken kendi tercih etmeden sahip olduklarını benliğiyle özdeşleştirmemeli. Bizi biz yapan mutlaka kendi tercihlerimiz, bu da doğru. Ancak sadece kendi tercihlerimiz için yaşamıyoruz. Tesadüflerin toplamından oluşan bir hayat önümüze seriliyor. Bazen bu tesadüflerin toplamı arasında tercih yapmak durumunda da kalabiliyoruz. Yani bir bakıma kendi bilincimizle karar verebiliyoruz ancak bazı durumlarda kendi kontrolümüzün kendi verdiğimiz kararların sonuçta pek bir değeri olmuyor. 

Yani tesadüflerle dolu bir hayat, kaotik keşmekeş ve yer kapmaca oyununun içinde yer bulmaya çalışırken karşımıza çıkan durumları düşündüğümüzde hayat çok da ciddi alınacak gibi değil. Bazen deriz ya “Hayat çok saçma, bazı şeyleri anlamlandıramıyorum”. Bence bunun nedeni bunca tesadüfün içinde kendi bilincimize ait bir şeyler aramamız ve sonunda kendimizle alakalı bir şey bulamamız. Arayıp bulamayınca kendimizi kaybediyoruz. Bazılarımız karanlık evrenin içinde yolunu kaybetmiş kuyruklu yıldızlar gibi. 

Toparlarsak, bizi biz yapan şeyler ne tamamen kendi tercihlerimizden oluşuyor ne de tamamen tesadüflerden. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder